Düşünce olarak temelleri 1960’lı yıllarda atılan, 1983 yılında “Ulusal Gözlemevi Yer Seçimi Güdümlü Projesi” adı altında birleşen farklı üniversitelerden toplam 7 araştırmacı, çalışmaları sonucunda 5 Eylül 1997 yılında resmen Türkiye’nin ulusal gözlemevini açmış oldu. Gözlemevleri atmosfer etkisini en aza indirebilecek şekilde olabildiğince yüksek dağlara yapılmalıdır. “Olabildiğince” kavramının içi ise epey geniş. Çünkü bir gözlemevinin “olabildiğincesi” o bölgeye milyarlar, trilyonlar değerindeki ve bir o kadar da ağır gözlem aletlerinin taşınabilmesi, teleskop binasının ve gözlemci kontrol binalarının çevre şartlarına uygun inşaatı, elektrik, internet zorunluluğu ve daha niceleri bu olabildiğince kavramının içerisindedir. Tabi gözlem açısından bakacak olursak en önemli olgu da o bölgedeki açık gece sayısıdır.
Eğer bir gözlemevi kuracaksanız bütün bunları gözetmeniz gerekmektedir. İşte TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi’nin (Bundan sonra TUG olarak anılacak) kuruluş hikayesi bu temellerden yola çıkılarak başlamış. Ankara, Ege, İstanbul, Boğaziçi ve ODTÜ üniversitelerinden 7 araştırmacı gözlemevi yerleşke adayı 17 dağda gözlemler, hesaplamalar yaptılar. Bunlardan 4 tanesinde eş zamanlı olarak astronomik görüş ve meteorolojik gözlemler yapılmaya başlandı. Zor koşullar altında ve çoğu zaman gözlemcilerin kendilerinin sağladığı imkanlar ile bu hesaplamalar devam etti. Bahsettiğim bu dört dağ şu şekilde:
- Kurdu, Muğla: 1612 m
- Ödemiş, İzmir: 2159 m
- Nemrut, Adıyaman: 2206 m
- Bakırlıtepe, Antalya: 2547 m
Bu dört dağ içerisinde 2547 m. yükseklikte bulunan Bakırlıtepe yerleşke olarak seçildi ve 1 Ekim 1992’de çalışmalar başlatıldı. Gözlemevi kurmanın zorlukları nedeniyle resmi açılış 5 Eylül 1997’de yapıldı. Gözlemevinin en büyük teleskobu olan RTT150 ilk ışığını Eylül 2001’de alarak bilimsel çalışmalar başlatıldı.
Bir fikrin 1983 yılında proje olarak hayata geçirilmesi ve günümüzde başarılı bir şekilde astronomların kullanılımına sunulması bana göre ülkemiz için güzel bir başarı.
TUG’da Bulunan Gözlem Araçları
RTT 150
RTT 150 teleskobu Türk astronomlar için elde bulunan en büyük ve tayfçeker dedektörüne sahip olan tek teleskoptur. Fakat ne yazık ki bu teleskobun kullanım zamanı haklarının %50’sinden fazlası Rus astronomlara ait. RTT açılımını yaparsak “Russian-Turkish Telescope” kelimesinin baş harflerinden oluşur ve “150” sayısı ise bu teleskobun objektif açıklığı yani bir teleskobun en önemli parametresi olan birincil ayna büyüklüğünü santimetre cinsinden gösterir. Teleskop, Rusya’nın Saint Petersburg şehrinde üretilmiştir. Karadeniz üzerinden taşınarak Türkiye’ye getirilmiştir. Teleskobun toplam ağırlığı 37 ton’dur. Ayna ağırlığı 970 kg, ayna taşıyıcı ağırlığı 2460 kg’dır.
Üzerinde dedektör olarak iki farklı tayfçeker bulunan RTT150 Türk astronomların tayfsal gözlemlerini sağlayan temel kaynaktır. Kullanım haklarının az olması Türkiye astronomisinin tayfsal veri anlamında büyük sıkıntı çekmesine yol açmaktadır.
T100
Ülkemizin sahip olduğu ve kullanılabilir* durumda olan en büyük çaplı teleskobu T100 teleskobudur. Bu teleskobun temel amacı Güneş Dizgesinde Seçilmiş Küçük Nesnelerin Kinematik ve Fiziksel Parametrelerinin Belirlenmesi – GAIA Follow-up Programı çerçevesinde “Yere Yakın Nesnelerin Konumları ve Parlaklıklarının İzlenmesi” projesidir. Bu teleskoba proje verilirken zaman verilmesi bu amaca bağlı kalmasına göre avantajlı olmaktadır. Teleskopta 100 cm çapında bir ayna ve oldukça kaliteli bir CCD kamera dedektör bulunmaktadır. Bu teleskop Türk astronomların ışık ölçüm ihtiyacını gayet güzel desteklemektedir fakat astronom sayısı çok teleskop sayısı azdır.
ROTSE IIID
Tamamen otomatik olan bu teleskop “Robotic Optical Transient Search Experiment (ROTSE)” deneyinin dünya üzerindeki bir ayağı olarak Bakırlıtepe’de yerinin almaktadır. Yüksek enerjili patlamaları (örn. Gama Işını Patlaması) takip eden uzay teleskoplarından gelen bilgiye göre harekete geçen teleskop ilgili bölgeyi atmosferik şartları uygunsa kendi kendini açıp gözlemleyerek yapmaktadır. Dünya üzerinde bu teleskop sisteminin aynısından 4 adet, birisi TUG’da olmak üzere Namibya, Avustralya ve ABD’de bulunmaktadır. Bu teleskobun bizlerce kullanım hakkı %30’dur.
Gözlemevinde ayrıca T60 adı verilen 60 cm çapa sahip bir teleskop bulunmaktadır. Bu teleskobun kullanım amacıda tıpkı T100 gibidir.
Gözlemevleri masraflı ve zor çalışma koşulları olan yerlerdir. TUG’da bulunan uzman ekipler, güvenlik görevlileri ve aşçı ekibi astronomlara en iyi imkanları sunmaktadırlar. Ne kadar zorluğu olursa olsun astronomların burayı görmeleri ve desteklemeleri gereklidir. Şunu unutmamak gerekir ki tarihe baktığımız zaman, günümüzde bile, en gelişmiş ülkelerin astronomi ve temel bilimler açısından da en gelişmiş ülkeler olduklarını görürüz.
Unutmayın!
TÜBİTAK Bilim ve Teknik dergisi her sene TUG’da gözlem şenliği düzenlemektedir. Katılım herkese açıktır. Ayrıntılar ve başvuru için:
http://senlik.tug.tubitak.gov.tr/
Kaynaklar:
http://www.tug.tubitak.gov.tr/index.php
Fotoğrafların çoğu yukarıdakİ, TUG’un resmi sitesinden alınmıştır. Daha fazla fotoğraf ve bilgi için linki ziyaret ediniz.
*: Tamamen Türkiye’ye ait en büyük çaplı teleskop Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Gözlemevine ait 122 cm. çaplı teleskoptur. Fakat bu teleskobun aktif kullanımı henüz başlamamıştır.
Sizlerle gurur duyuyoruz. Faaliyetler için çok teşekkürler, izliyoruz heyecanla…